Yayınlarım

ARTIK RESMÎ OLARAK:
Doç. Dr. Ergül HALİSÇELİK








































































YENİ:"SICAK PARA HAREKETLERİNDEN KAYNAKLI EKONOMİK KIRILGANLIKLAR VE ANİ DURUŞ RİSKİ" başlıklı kitabımız raflardaki yerini aldı...


Kısa vadeli dış finansmana bağımlı, yapısal reformların sürekli ötelendiği kırılgan #Türkiye #Ekonomisi’nde, döviz kuru, faiz, enflasyon tartışmalarında konjonktürel olarak çok daha önemli hala gelen, “SICAK PARA HAREKETLERİNDEN KAYNAKLI EKONOMİK KIRILGANLIKLAR VE ANİ DURUŞ RİSKİ” başlıklı kitabımız #AkademisyenKitabevi tarafından ISBN 978-625-7496-32-2 numarasıyla yayınlanmıştır.



“Yüksek hacimli sıcak para girişleri, bir taraftan hem cari açık ve bütçe açıklarının finansmanının sağlanması hem de ekonomik büyümeye yaptığı katkılar açısından olumlu görülürken, diğer taraftan ekonomilerin kırılganlığını da arttırmaktadır. Çünkü iç ve dış şoklara oldukça duyarlı olan sıcak para hareketleri, aniden durma ya da ülkeyi terk etme eğilimi göstermekte ve ekonomik krizlere kadar varabilen ciddi makroekonomik istikrarsızlıklara neden olmaktadır…”
Hazine’de birlikte görev aldığımız Sn. #Ergin #KILIÇ ile büyük emeklerle hazırladığımız çalışma uzun bir süreç sonucunda ortaya çıkmıştır. Lisans eğitimlerini #Çukurova #Üniversitesi İ.İ.B.F’ de ve çalışma hayatlarının önemli bir bölümünü ise #Hazine ve #Maliye #Bakanlığı’nda sürdürmüş yazarlar olarak; bu çalışmada gerek eğitim gerekse çalışma hayatımız boyunca edindiğimiz bilgi birikimini yansıtmaya çalıştık.
Bu nedenle, başta destekleriyle bugünlere gelmemizde büyük pay sahibi olan ailelerimize, eğitim süremiz ve çalışma hayatımız boyunca kendilerinden istifade ettiğimiz meslektaşlarımız ve üstatlarımıza, üzerimizde emekleri olan ve bu çalışmada doğrudan ve dolaylı olarak katkıları olan tüm hocalarımıza teşekkür ediyor, çalışmanın konuya ilgi duyan herkese faydalı olmasını temenni ediyorum…
Kitaba aşağıdaki linkten de ulaşabilirsiniz:

YENİ:  "SUSTAINABLE DEVELOPMENT: From Millennium 2015 to Sustainable Development Goals 2030" başlıklı makalem yayında...

Mehmet Ali Soytas hocamla birlikte yazdığımız "Sustainable Development: From Millennium 2015 to Sustainable Development Goals 2030" başlıklı makalemizin online versiyonu "Sustainable Development" dergisinde yayınlanmıştır. Ana bulgular için makalemizin özetine bakınız...

Online version of our paper "Sustainable Development: From Millennium 2015 to Sustainable Development Goals 2030" with Dr. Mehmet Ali Soytas is now published at the Sustainable Development. See abstract for the main findings.

#sustainability #sustainabledevelopment #mdg #sdgs #economics #policy#sdg2030 #mdgs2015 #research #index #SürdürülebilirKalkınma 
#Kalkınma




KALKINMANIN FİNANSMANI:
Küresel Ekonomik Kriz Döneminde Uluslararası Fon Sağlayıcı Kuruluşların İşbirliği-Türkiye Örneği”

By Ergül Halisçelik, Turhan Kitabevi, (ISBN:978-605-313-006-2) Ankara, Eylül 2018 (Türkçe & İngilizce  olarak yayınlanmıştır)


En önemlisi IMF, Dünya Bankası ve AB arasındaki olmak üzere, Uluslararası fon sağlayıcı kuruluşlar arasındaki işbirliği mevcut ekonomik krizle birlikte daha da önemli hale gelmiştir. Bu kuruluşlar mevcut krizden en çok etkilenen ülkelere daha fazla kaynak sağlamak için çaba sarf ederken, çalışmalarının etkinliği daha iyi işbirliği ile geliştirilebilir.

IMF, Dünya Bankası ve AB tarafından sağlanan fonların gelişmekte olan ülkelerde olumlu etkileri vardır. Ancak bu üç kuruluş belirli ülkelerin ihtiyaçlarının ve önceliklerinin karşılanması konusunda daha etkin bir şekilde işbirliği yaparsa, daha büyük başarı elde etme potansiyeline sahiptirler. Çalışma uluslararası fon sağlayıcı kuruluşlara ve Türkiye'ye yönelik faydalı ve uygulanabilir önerileri içermektedir.

Uluslararası fon sağlayıcı kuruluşlar; faaliyetleri ile ilgili iletişim kurduklarında, faaliyetlerini koordine edip uyumlu hale getirdiklerinde, günümüzün küresel, bölgesel, ülkesel ve sektörel sorunlarına daha etkin bir şekilde cevap verebilirler. Aynı zamanda kaynakların rasyonel ve verimli bir şekilde dağıtılmasına da katkı sağlarlar. Benzer şekilde, fonlardan yararlanan ülkeler de kalkınma önceliklerini açıkça tanımladığında ve uluslararası fon sağlayıcı kuruluşlarla koordineli olduğunda, kalkınma yardımlarını daha etkin bir şekilde kullanabilirler. 






Örneğin, Türkiye kalkınma planlarında ortaya koyduğu politikalarına sıkı sıkıya bağlı kalarak, uluslararası fon sağlayıcı kuruluşların sağladığı fonları daha ekonomik, etkin ve verimli bir şekilde kullanabilir. Türkiye, aynı zamanda, uluslararası projeler ve programlarla ilgili faaliyetlerde bulunan kendi kurumları (finansmanı uluslararası kuruluşlar tarafından kısmen ya da tamamen sağlanan  proje, program ya da politikaların herhangi bir aşamasında görevli ve/veya yetkili kurum ya da kuruluşlar) arasındaki işbirliğini de yeniden yapılandırmalıdır.

Gelecekte, gerekmesi durumunda, Türkiye'nin 20. Stand-By düzenlemesi Türkiye merkezli olmalıdır. Ülkeler, reformları kendileri seçmedikçe, genellikle reformları uygulamak istemezler ve fon sağlayıcı kuruluşlar tarafından dayatılması durumunda ise bu reformları nadiren sürdürürler. Ayrıca Stand-By Düzenlemesi; paydaşlar, Dünya Bankası ve AB gibi diğer uluslararası fon sağlayıcı kuruluşlarla güçlü bir koordinasyon ve işbirliği temelinde olmalıdır. Türkiye’nin öncelikleri ve çıkarları göz önünde bulundurularak, ekonomik şokların etkilerini en aza indirme ve Türkiye için sağlıklı bir büyüme oranını sürdürme kapasitesinin geliştirilmesine büyük önem verilmelidir. Buna ek olarak, anlaşma, Türkiye'yi mevcut krizden sürdürülebilir bir büyüme patikasına yönlendirmek için IMF'den önemli bir seviyede teknik destek içermelidir. Mümkün olduğunda, IMF; Dünya Bankası ve AB'nin Türkiye'deki tamamlayıcı faaliyetlerini tanımlamalı ve koordinasyonuna destek sağlamalıdır.

Çalışma Türkiye'ye odaklansa da, önerilerimizin yabancı fonlardan yararlanan tüm ülkeler ve kalkınma için fon sağlayan uluslararası kuruluşlar için yararlı olabileceği düşünülmektedir.


DÜNYA BANKASI'NIN YAPISI, FAALIYETLERI & TÜRKIYE EKONOMISINE ETKILERI: Finansmanı Dünya Bankası’nca Sağlanan Proje ve Programlar & Türkiye Ekonomisine Etkilerinin Değerlendirilmesi”




 1944 yılında “Bretton Woods Sistemi”nin önemli bir parçası olarak kurulan Dünya Bankası, uluslararası parasal sistemde dünyadaki kalkınma yardımı kaynaklarının en önemli aktörlerinden birisi olarak öncü bir rol ve önemli misyonlar üstlenmiştir... 

Banka, kuruluşundan bu yana kalkınmakta olan ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişmeleri için önemli proje ve hükümet programlarını desteklemiştir. Bankanın misyonu zaman içinde değişen dünya konjonktürüne paralel olarak dönüşüm sergilemiştir. Günümüzde misyonunu “yoksulluktan arınmış bir dünya oluşturmak” olarak hedeflemiş olan Bankaya yönelik ciddi eleştiriler söz konusudur. Özellikle küreselleşmenin gelişmekte olan ülkeler, bu ülkelerdeki yoksul insanlar üzerindeki yıkıcı etkilerinin azaltılması yönünde başta Dünya Bankası olmak üzere, uluslararası kuruluşlara önemli görevler düşmektedir....


Türkiye, Dünya Bankası'na 1947 yılında üye olmuş ve ilişkiler güçlendirilerek günümüze kadar gelmiştir. Özellikle 24 Ocak 1980’de açıklanan Türk Ekonomisi’ni liberalleştirme programı çerçevesinde mal, döviz, sermaye ve emek piyasalarında serbestleşme yönünde çeşitli uygulamalara gidilmiştir. Bu süreçte Türkiye-Banka ilişkileri daha güçlü hale gelmeye başlamış ve Türkiye’nin Bankadaki portföyü artmıştır. Türkiye’ye önemli destekler veren uluslararası kuruluşlar ve ülkelerin Türkiye’deki strateji ve faaliyetleri, finansal destekleri ve Türkiye konusunda Dünya Bankası'yla işbirliği alanları söz konusudur. Bu desteklerden gerekli verimin alınabilmesi için bu konuda gerekli koordinasyonun sağlanması gerekmektedir.


Kitaba ilişkin bilgilere aşağıdaki linklerden de ulaşabilirsiniz. 





 “How to Deliver  Free  Coal to the Poor Families? Turkey Case”, Dergi Park, Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 15, Sayı 5 (Özel Sayı) Pg:40-57, (ISSN: 2148-029X), Aralık 2017


 Turkish government delivers free coal to poor families via General Directorate of Coal Industry (GDCI) as a part of social and economic policy. Although project has many components, generally the coal is taken from several mines within country, after basic industrial process, the coal is sent to main delivery nodes from mines nodes by highways, seaways or railroads. Finally, the poor families come to main nodes and carry the coal to their houses to use during the winter.

The cost of delivering free coal is reimbursed by Turkish Treasury to GDCI as duty loss under some government regulations. In this study, after giving general information about the problem and describing situation in Turkey, it will be developed transportation and transshipment models by taking into consideration some assumptions. The problem will be solved with alternative methods by giving useful and applicable recommendations for GDCI to reduce cost of this public policy and to enable them to help as many as poor families to have free coal in timely fashion.
..................

Cost & Benefit Analysis of Investment Projects Financed By World Bank


By Ergul Haliscelik, "COST & BENEFIT ANALYSIS OF INVESTMENT PROJECTS FINANCED BY THE WORLD BANK",  Balkanand Near Eastern Journal of Social Sciences, BNEJSS 2017 (03)04,  Volume 3, Number: 4,  Pg:106-116, (ISSN:2149-9314)




The World Bank Group is composed of 5 closely associated institutions. 189 member countries are the owners of these institutions and   have authority and final decision power. These institutions have different missions and specialize in different aspects of development but they use their comparative advantages to work collaboratively toward the same overarching goal of poverty reduction. 
World Bank provides 3 kinds of lending instrument to member countries. These are investment (project) loans, development policy (program-adjustment) loans and the hybrid loans. Starting with Country Assistance Strategy and Project Identification and with the following stages and completed with the evaluation phase, there are eight stages in a project cycle of the investment projects financed by the Bank. While Cost Benefit Analysis (CBA), process of identifying, measuring and comparing benefits and costs of an investment project or program,  is usually used to evaluate the value for money of private and public sector projects, it determines the feasibility of a project by quantifying all relevant costs and benefits in monetary terms. Although there are CBA sections in the document prepared by bank, CBAs are not or cannot be done for the majority of projects.  In this study, after introduction of the World Bank Group, its mission, lending instrument,                 project cycle of the bank financed projects, useful and applicable recommendations will be given for the CBAs of bank financed projects.



Yükselen Ekonomilerde Yoksullar da Büyümeden Faydalanıyor mu?" 

başlıklı çalışmam  KaraTahta İş Yazıları Dergisi,  7’inci sayısında yayınlanmıştır. 


Dünya’da bir taraftan giderek artan zenginlik gözlenirken, diğer taraftan ise şiddetli ve geniş çaplı bir yoksulluk yaşanmaktadır. Son zamanlarda, ülkelerin kalkınma sürecinde ekonomik büyüme performansları ve kişi başına gelir düzeyleri önemli olmakla birlikte, bu gelirin nasıl dağıldığı, büyümenin yoksullara da yansıtılıp yansıtılmadığı, insanların kaliteli eğitim fırsatlarına sahip olmaları, uzun ve sağlıklı yaşam sürdürebilmeleri, cinsiyet eşitliği, özgürlük vb. kalkınma göstergeleri de önemle vurgulanmaktadır.  Bu hususlar son dönemlerde ulusal ve uluslararası kuruluşların da ilk gündem konularından birisini oluşturmaktadır.
Toplumun büyük kesiminin ekonomik büyüme ve kalkınmadan yeteri derecede faydalanamaması ve yoksul kesimlerin ekonomik büyüme ile ters orantılı olarak gelir düzeylerinin düşmesi ya da ortalama artışın altında yükselmesi, ekonomik büyümenin ve kalkınmanın sürdürülebilirliğini de tehlikeye atmaktadır.
Bu çalışmada, yoksulluk ve kalkınma olgusu çok boyutlu bir perspektifle, yoksulların önceden belirlenmiş kriterlere göre büyümeden daha çok faydalanmasını, sadece ekonomik büyümeyi yeterli bulmayıp, büyümenin gelir dağılımına etkisi üzerinde odaklanarak yoksulluğu azaltan, Yoksul Odaklı Büyüme (YOB) çerçevesinde analiz edilmiştir. Çalışmada ekonomik büyüme, gelir dağılımı, yoksulluk ve kalkınma göstergeleri arasında bir korelasyonun varlığı ortaya konulmuştur. Başta Türkiye olmak üzere yükselen ekonomilerde, YOB’nin ölçülmesi için bir yöntem geliştirilmiş ve ülkelerin YOB konusundaki performansları ölçülmüştür. Böylece analize konu yükselen ekonomilerde büyümenin yoksul odaklı mı yoksa yoksullaştıran büyüme mi olduğu test edilmiş ve yükselen ekonomiler için, faydalı ve uygulanabilir önerilere yer verilmesi amaçlanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Yoksul Odaklı Büyüme, Kalkınma, Yoksulluk, Eşitsizlik, Yükselen Ekonomiler





Binyıl Kalkınma Hedefleri ve Yoksul Odaklı Büyüme

KİTAP: By Dr. Ergül Halisçelik,  Gazi Kitabevi, Aralık 2015, Ankara



Yoksulluğun azaltılması, sağlık, eğitim, cinsiyet eşitliği, çevre ve insan refahını etkileyen diğer birçok konuda 60 göstergeyi kapsayan Binyıl Kalkınma Hedefleri (BKH) gerek küresel düzeyde gerekse ülkeler bazında en geniş tanımlı kalkınma ve yoksullukla mücadele göstergeleridir. Parasal olmayan göstergelerin yanı sıra parasal göstergeden de faydalanarak yoksulluk ve kalkınma olgusu çok boyutlu bir perspektifle BKH ve Yoksul Odaklı Büyüme (YOB) çerçevesinde analiz edilmiştir. 44 gösterge, 19 hedef ve 8 amaç baz alınarak, 187 ülkenin 1990-2015 dönemini kapsayan şu an literatürdeki en çok boyutlu BKH endeksi oluşturularak ülkelerin kalkınma düzeyleri ve hedefleri gerçekleştirme konusundaki performansları ölçülmüş ve yükselen ekonomilerde büyümenin yoksul yanlısı olup olmadığı
analiz edilmiştir.

BKH Endeks ve başarı düzeyi ve gerekse YOB sonuçları ülke ortalamalarını göstermektedir. Ancak bu sonuçlar ülkedeki bölgelere, etnik kökene, gelir gruplarına, cinsiyete, kent-kır ayrımına göre farklılıklar gösterebilmektedir. Bu farklılıkları dikkate alarak yapılabilecek hesaplamalar, hem uluslararası fon sağlayıcı kuruluşların hem de ilgili ülke karar vericilerinin nerede, hangi alanda, kimlere nasıl ve ne düzeyde fon sağlanması konusunda veri teşkil edip selektif politikaların uygulanmasına katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda ülkeler arasında kalkınmışlık seviyesi farklılığı ortaya konarak, daha objektif kriterlere bağlı olarak ülkeler sıralanacak ve uygulanacak sosyo-ekonomik politikalar tespit edilecektir...

http://www.gazikitabevi.com.tr/TR/belge/1-28214/binyil-kalkinma-hedefleri-ve-yoksul-odakli-buyume.html?vurgu=Biny%C4%B1l+Kalk%C4%B1nma+Hedefleri+ve+Yoksul+Odakl%C4%B1+B%C3%BCy%C3%BCme



MAKALE: By Dr. Ergül Halisçelik,  

TOBB ETÜ Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Sosyal Politikalar Platformu,  PLATFORM NOTU’16/P-5,  3 Haziran 2016


Temel olarak;
  •            Büyüdük ama kalkındık mı?
·        Gelişmekte olan ülkeler kişi başına milli gelir ve gelir dışı kriterlere göre zengin ülkelere yakınsıyor mu?
·    Büyüme kapsayıcı mı? Yoksullara da yansıyor mu?
·         Uluslararası ve yerel fonlar kalkınmada etkin kullanılıyor mu?
·   Türkiye’nin performansı başta G20 üyeleri olmak üzere yükselen ekonomilerle kıyaslandığında ne durumdayız?

sorularına cevaplar aranan araştırmada hem uluslararası fon sağlayıcı kuruluşların hem de ilgili ülke karar vericilerinin nerede, hangi alanda, kimlere nasıl ve ne düzeyde fon sağlamasının yararlı olacağı konusunda faydalı ve uygulanabilir önerilere yer verilmiştir...
http://spm.etu.edu.tr/tr/publish/2016_06_03-Ergul_Haliscelik.html


ADANA: Bir Şehrin Haksız Rekabetle Gelen Önlenemez Düşüşü 


By Dr. Ergül Halisçelik,  Mülkiye İktisadi ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (MİSAM), Değerlendirme Notu/13, 19.10.2015


ADANALI’YIK 4’üncüydük  ŞİMDİ 16’cıyız İŞSİZİK VE BORÇA BATIĞIK! ARTIK ANARYA DEĞİL İLERİ GİTMEK İSTİYORUZ!

Değerli ADANALILAR, her birimizin meslekleri, beklentileri, faaliyet alanları, ideolojisi, oy verdiği siyasi parti, tuttuğu takım….farklı olabilir. Ancak biliyorum ki hepimiz tarihi boyunca hüküm sürmüş 10 uygarlığın etkilerinin görüldüğü farklı etnik köken, din, mezhepten hemşerimizin hoşgörü içinde yaşadığı toprakları bereketli ADANA sevdalısıyız. Hepimizin ortak isteklerinden bir tanesi de sevdalısı olduğumuz ADANA’da her alanda yaşam kalitesinin, refahının, umut ve mutluğunun artırılması.

Ancak maalesef kalkınmışlık sıralamasında 1990’ların başında 4. büyük ili olarak övündüğümüz, Türkiye’nin ilk sanayileşen şehirlerden biri olan, ADANA SPOR’u ve ADANA DEMİRSPOR’uyla birlikte süper ligde boy gösteren şehrimiz uygulanan yanlış-yanlı sosyo-ekonomik politikalar sonucunda her alanda göreceli önemini kaybetmeye başlamıştır. Bir zamanların 4’üncü büyük şehrimiz Kalkınma Bakanlığı'nca hazırlanan illerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik  (SEGE) sıralamasında 2003 yılında 10’uncu sıraya, yeni teşvik sistemine dayanak teşkil eden ve güncelliğini sürdüren SEGE 2011'de ise 16'ıncı sıraya gerilemiştir. Yeni Teşvik Sistemi ile birlikte Adana’nın sınıflandırmada çevre illere göre daha az yatırım teşvikinden yararlandırılması ile birlikte bu süreç önlenemez biçimde artarak devam etmektedir...



Transformation of the Turkish Economy: an overview
By Ergul Haliscelik & Prof. Dr. Necmiddin Bağdadioğlu,Regulation and Competition in the Turkish Banking and Financial Markets. Nova Science Publishers, New York, 2012,



The transformation process of the Turkish economy from an import substituting economy to export based economy initiated in 1980 was interrupted several times by either external (in 1997/1998 and 2008) or internal crisis (in 1994 and 2000/2001). In each case, the transformation plan was revised as required around its fundamentals, identified in the Washington Consensus, to face the challenges. The recent global financial crises of 2008 provided the last testing ground for the political and economic flexibility of not only the Turkish government but also other governments to face external as well as internal instabilities. The Turkish response so far regarded as quite successful. The continuity of this success, however, will largely be dependent on the Turkish government’s adjustment of the structural transformation in line with the changes in the world economy......


http://www.amazon.com/Regulation-Competition-Turkish-Banking-Financial/dp/161324990X



Türkiye İçin Mali Kural Endeksi

By Ergul Haliscelik, Politika Öneri Raporu, Hazine Müsteşarlığı Hazine Kontrolörleri Derneği, Ankara 12 Mayıs 2010


Mali Kural Formülü

Δa = –0,33 (a(t-1) –1) –0,33 (b –5)



Δa: Genel yönetim açığının gayri safi yurt içi hasılaya

oranında yapılacak uyarlama

a(t-1): Bir önceki yıl genel yönetim açığının gayri safi yurt içi

hasılaya oranı

b: Reel gayri safi yurt içi hasıla artış oranı olmak üzere:

  Not:Tablonun Devamına Aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

 .....     DİĞER ŞARTLAR SABİT OLMAK KOŞULUYLA GERÇEKLEŞMELER:.....
       Reel GSMH artış oranı 2014 yılında da  %8,70 olarak gerçekleşirse fazla oluşur ve genel yönetim fazlasının GSMH’ ya oranı
      a (2014) = % 0,22   olarak gerçekleşir. Büyüme oranının %8,03 olarak gerçekleşmesi durumunda ise  bütçe denkliği sağlanmış olur...



Cooperation of the International Funding Organizations for Developing Countries - The Case of Turkey: Improving the economy, efficiency effectiveness of the IMF, World Bank and EU funds in a country by coordinating their activities
By Ergul Haliscelik, Project Coordinator, Heinz College, Carnegie MellonUniversity, Pittsburgh USA, 2009


Many international funding organizations are operating in Turkey to provide assistance in social and economic issues, often generating positive effects. Among these organizations, the IMF, World Bank and EU supported projects, programs, and funds are vital for Turkey.  They have supported stabilization policies, economic and social reforms, sustainable development projects and programs through their grants, credits and loans. 
While the operations of the IMF, World Bank, and EU have positive effects in countries like Turkey, their assistance could be even more successful.  If these three organizations could focus on the needs of specific countries and collaborate effectively, they have the potential to achieve even more.  Further, it is imperative that borrower countries help these three organizations to be economic, efficient and effective in their activities....

http://www.heinz.cmu.edu/news/news-detail/index.aspx?nid=1004





Teknik Terimler Sözlüğü
By Ergül Halisçelik & Fatih Urgancı, Erkan Arat, Mehmet Balcı, Akif Bülent Boyacıoğlu, Ahmet Tutal, Hazine Müsteşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu, Ankara,Ocak 2008



TEKNİK TERİMLER SÖZLÜĞÜ


A Case Study of World Bank Projects in Turkey: An Evaluation of Barrowed Funds and Project Implementation
Systems Synthesis Project, H. John Heinz III School of Public Policy and Management, Carnegie Mellon University, Pittsburgh USA, Spring 2007


The World Bank and the Government of Turkey have an enduring relationship which remains critically important as Turkey strives towards European Union (EU) accession.  To date, World Bank loans to Turkey total approximately $19 billion.  In 2006, Turkey received approximately $1.5 billion in loans from the World Bank, which represents 1.25% of the estimated 2006 Turkish budget expenditure.  These loans have funded projects in several sectors, including basic education, emergency relief, and privatization of state-owned enterprises.  Beyond funding, the World Bank has offered Turkey extensive advice and recommendations regarding development.  

As Turkey’s economy has grown and its development goals have evolved, it is important to reevaluate the role of World Bank financing within the country and, moreover, how to use this funding most efficiently.
In this study, three main research questions were addressed: (1) How can Turkey better evaluate the cost of borrowing from the World Bank? (2) What are some of the challenges and obstacles commonly observed in project implementation? (3) Based on our findings, how can the Turkish government improve project execution..?
...............
http://www.hazine.org.tr/#!blank-3/c1yzz


USA- Russia Relations, Policy Recommendations Regarding How to Deal With Russia
By Ergul Haliscelik, Policy And Politics International Perspective Paper,  H. John Heinz III School of Public Policy and Management, Carnegie Mellon University, Spring 2006



The Soviet economy and society declined in the following decades until General Secretary Mikhail GORBACHEV (1985-91) introduced glasnost (openness) and perestroika (restructuring) in an effort to renovate Communism, but his initiatives unintentionally released forces that by December 1991 splintered the USSR into Russia and 14 other independent republics. Since then, Russia has struggled in its efforts to construct a democratic political system and market economy to replace the strict social, political, and economic controls of the Communist period. While some progress has been made on the economic front, recent years have seen a recentralization of power under Vladimir PUTIN and the erosion of emerging democratic institutions....
 ................





USA-North Korea Relations, What Would USA Do to Deal With Problem of North Korea’s Nuclear Weapons?
By Ergul Haliscelik, Policy And Politics International Perspective Paper,  H. John Heinz III School of Public Policy and Management, Carnegie Mellon University, Spring 2006


North Korea has a centralized government under the rigid control of the communist Korean Workers' Party (KWP), to which all government officials belong. U.S.-North Korea relations developed primarily during the Korean War, but in recent years have been largely defined by the United States' suspicions regarding North Korea's nuclear programs, and North Korea's perception of an imminent U.S. attack. 

North Korea claims to possess nuclear weapons, and is widely believed to have a substantial arsenal of chemical weapons, deliverable by artillery against South Korea. Different presidents have dealt with North Korea in different ways. Bill Clinton and George W. Bush, the 42nd and 43rd presidents respectively also tried at the beginning of their tenure as president to ignore the brewing problems in North Korea. Their decisions in dealing with North Korea would help to define their early reputations as foreign policy makers. Many similarities can be seen, however, between how Clinton started dealing with North Korea and how Bush started out dealing with North Korea..................................




Turkey's Middle East Policy
By Ergul Haliscelik, Policy And Politics International Perspective Paper,  H. John Heinz III School of Public Policy and Management, Carnegie Mellon University, Spring 2006



Today, the Middle East considered the center of world affairs; a strategically, economically, politically, culturally, and religiously sensitive area. After the cold war, and especially follow the Gulf War, Turkey has become more sensitive to the Middle East issues and took a more activist role. Turkey’s relations and conflicts with the three main countries in this region, Iran, Syria and Iraq are determined the Turkey’s foreign policy.....Although current problems in the region are War in Iraq and The Nuclear Program of Iran, Turkey supports the idea that lasting peace, security and stability in the Middle East can only be achieved through a negotiated settlement to the Israeli-Palestinian dispute. Turkey continues to strongly encourage Middle East Countries for achieving peace and stability in the region....



U.S.A-China Relations, Is China A Friend Or An Enemy?
By Ergul Haliscelik, Policy And Politics International Perspective Paper,  H. John Heinz III School of Public Policy and Management, Carnegie Mellon University, Spring 2006


The relation between U.S.A and China has changed since 1980’s. Today the U.S is the world’s most developed country, while China is the world’s largest developing country. There is a cooperative partnership in many fields between USA and China which is beneficial for both sides.  During the last two decades China has practiced remarkable changes. 

These changes compromise almost all aspects of Chinese society, as well as China’s relations with outside world. Since starting to open up and reform its economy in 1978, China has averaged 9.4 percent annual GDP growth, one of the highest growth rates in the world. China has also attracted hundreds of billions of dollars of foreign investment and more than a trillion dollars of domestic nonpublic investment. Foreign direct investment (FDI) in China has also increased dramatically, rotating China into the 2nd most important recipient of FDI, after the US.....
..........


The World Bank and the European Union’s Cooperation on China
By Ergul Haliscelik, Globalization and its Implications, The Heinz School Review Volume 3, Issue 1, Mart 15, 2006













Kıymetli Madenler, Kıymetli Madenler Mevzuatının Değerlendirilmesi ve İstanbul Altın Borsası’nın Mali Sektör İçerisindeki Yeri
By Ergül Halisçelik, Yeterlilik Tezi, Hazine Müsteşarlığı, Ankara, 2000









Kıymetli Madenler ve Kıymetli Maden Borsaları
By Ergul Haliscelik, Etüd Raporu Hazine Müsteşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu, Ankara, 1998





Halkın elinde atıl durumda bulunan ve büyük miktarda olduğu (4-5 bin ton) tahmin edilen altının hareketlendirilerek finans sistemine çekilmesi ve bir finansman aracı olarak kullanılması, uzun bir süre, kamu ve özel, ekonomik karar çevrelerin gündeminde olmuştur. Altının finans kesimine çekilmesi, gerekli mevzuat düzenlemelerin yapılmasına ve gerekli organizasyonların oluşturulmasına bağlıdır. Son 3-5 yıl içinde bu çerçevede yapılan çalışmalarla altın piyasası oluşumunda epeyce ileri düzeylere gelinmiştir...
....................................................